İsrail saldırıları soykırıma dönüştü, Batılı liderler hala suskun

srail-saldirilari-soykirima-donustu-Batili-liderler-hala-suskun

MAKALE ÖZETİ  ____________________________________

Dünya, Gazze’de eşine az rastlanan bir katliama tanık olmaktadır. Hamas’ın başlattığı “İsrail’e füze saldırısı hareketi”, bölgeye tam anlamıyla bir felaket getirdi. İsrail’in kendini savunma adına başlattığı saldırı, bir katliama hareketine dönüşmüştür.

İktidarı sallantıda olan Netanyahu, bu fırsatı ganimete dönüştürmüş ve Gazze’yi bir kan gölüne çevirmiştir. Bir aydır süren İsrail saldırıları ardı arkası kesilmeden devam ederken, dünya sessizliğini korumaktadır.

İsrail saldırılarını destekleyen ABD ve Avrupa ülkeleri, ötedenberi savundukları barış, insan hakları ve benzer görüşlerini unutmuş gözükmektedir.

Batı dünyasının İsrail’i kayıtsız şartsız desteklemesi onların Yahudi sempatizanlığı ve İslam düşmanlığı ile ifade edilebilir. Ancak İsrail’in saldırılarına karşı sessiz kalan Katar dışındaki Arap ülkelerinin bu tutumlarını anlamak ve açıklayabilmek mümkün değildir.

Kendi ırkından olan ve aynı dine inanan Filistinlileri yalnız bırakan Arap liderleri de tarihte hakettikleri yeri alacaktır.

SUMMARY OF THE ARTICLE  _____________________________

The world is witnessing an unprecedented massacre in Gaza. The Hamas’ leaders’ attempt to launch a missile attack on Israel, brought a complete disaster to the region.

The attack launched by Israel as the right to defend itself has turned into a massacre. Netanyahu, whose power is shaky, turned this opportunity into a booty and turned Gaza into a bloodbath.

While the Israeli attacks, which have been going on for a month, continue unabated, the world remains silent. The U.S. and European countries, which have supported the Israeli attacks, seem to have forgotten their long-standing views of peace, human rights, and so on.

The Western world’s unconditional support for Israel can be expressed in their sympathy for Jews and Islamophobia.

However, it is not possible to understand and explain the attitudes of Arab countries, except Qatar, that remain silent in the face of Israel’s attacks. Arab leaders who abandon Palestinians of their own race and believe in the same religion will also take their deserved place in history.

 

Murat Yeşil, Prof. Dr.  

Dünya, Gazze’de eşine az rastlanan bir katliama tanık olmaktadır.  . Hamas’ın başlattığı “İsrail’e füze saldırısı hareketi”, bölgeye tam anlamıyla bir felaket getirdi. İsrail’in kendini savunma adına başlattığı saldırı, bir katliama hareketine dönüşmüştür.

“Uyuyan yılanın kuyruğuna basma” olarak tarif edilebilecek Hamas operasyonu, tetikte bekleyen İsrail’e yaramıştır.

Bu olay, siyasi kariyeri sallantıda olan Netanyahu için  bir can simiti olmuş kendi iktidarını sağlamlaştırmak için harekete geçmiştir. Netanyahu, bir aydır, çocuk, kadın, yaşlı ve genç ayırımı yapmadan Gazze’nin sivil hakına tam bir soykırım uygulamaktadır.

Bu bağlamda, dün CNNTURK televizyon kanalında yayınlanan bir röportajda Gazze’de aile bireylerini kaybeden, evleri yıkılan binlerce kadından birisi olan ve İsrail saldırılarında eşini ve bir oğlunu kaybeden Ümmü Masab Dalül adlı bir kadın,  İsrail  yetkililerine:

“Bu çocuklar size ne yaptı? Onlar savaşarak silah mı taşıdı da evlerini başlarına yıkıyorsunuz? ”şeklinde bir soru yöneltiyor ve İsrail vahşetinin durdurulması  için tüm dünyaya çağrıda bulunuyor.

İsrail saldırılarını destekleyen ABD ve Avrupa ülkeleri liderleri, ötedenberi savundukları barış, insan hakları ve benzer görüşlerini unutmuş gözükmektedir.

Batı dünyasının İsrail’i kayıtsız şartsız desteklemesi onların Yahudi sempatizanlığı ve İslam düşmanlığı ile ifade edilebilir.

Ancak İsrail’in saldırılarına karşı sessiz kalan Katar dışındaki Arap ülkelerinin bu tutumlarını anlamak ve açıklayabilmek mümkün değildir. Kendi ırkından olan ve aynı dine inanan Filistinlileri yalnız bırakan Arap liderleri de tarihte hakettikleri yeri alacaktır.

İsrail saldırılarına en güçlü tepki Türkiye ve diğer İslam ülkelerinden gelmektedir.

Ötedenberi Filistin halkına yapılan zulmü dünyada tüm siyasi platformlarda dile getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze’de bir aydır devam eden katilam hareketinin baş sorumlusu olduğunu ifade etmiştir Erdoğan, Türkiye’nin,  İsrail’i savaş suçlusu ilan etme hazırlığı içinde olduğunu açıklamıştır.

İsrail’in Gazze’de nükleer silah kullanma seçeneğinin masada olduğunu açıklayan İsrail Kültür Mirası Bakanı Amichai Eliyahu’nun, hemen ertesi gün Netanyahu tarafından kabine toplantılarına katılması yasaklansa da konunun , bu bakanın hazır bulunduğu toplantılar sırasında gündeme gelmiş olabileceği düşünülebilr.

Bu arada, İsrail’in Gazze saldırılarına karşı Batılı ülke liderleri sessiz kalmaya devam ederken, bu ülke halklarında giderek artan tepkilerin yükselmeye başlaması ise zayıf bir ihtimal olsa da geleceğe dair barış ümitlerinin yeşermesine neden olmaktadır.

Bu bağlamda, bazı olumlu gelişmeler  şöyle sıralanabilir:

İrlanda üniveristlerinde görevli yüzlerce öğretim üyesi, İsrail’in Gazze halkına karşı soykırım uyguladığın bu nedenle hükümetlerinin İsrail kökenli kuruluşlarla bağlarını kesmesini isteyen ortak bir mektup göndermiştir.

-Papa Francis, Gazze’de ateşkes sağlanması çağrısını tekrarlamıştır. “Allah adına sizden rica ediyorum, derhal bir ateşkes anlaşması yapın ve rehineleri serbest bırakın.”

-Amerikan Senatosu üyesi Bernie Sanders, İsrail’in Gazze Şeridi’nde masum kurbanları “ayrım gözetmeden” öldürmesi kabul edilemez. Bu”modern tarihin en korkunç anlarından biri” dir. İsrail’in kendisini savunma hakkı var.

-Kimsenin buna karşı olduğunu düşünmüyorum. Fakat onların şu anda ayrım gözetmeksizin yaptıkları, mülteci kamplarını bombalamak, ambulansları bombalamak, uluslararası hukuku ihlal ederek binlerce masum erkek, kadın ve çocuğu öldürmek kesinlikle kabul edilebilir değil. Bunun durdurulması gerekiyor.” demiştir.

-Angelina Jolie, İnstagram hesabında şu görüşleri paylaşmıştır: “Dünya izlerken ve birçok hükümetin aktif desteğiyle, milyonlarca Filistinli sivil – çocuklar, kadınlar, aileler – uluslararası hukuka aykırı olarak gıda, ilaç ve insani yardımdan mahrum bırakılırken toplu olarak cezalandırılıyor ve insanlıktan çıkarılıyor.”

Sonuç olarak denilebilr ki, onbini aşan sivil halkın katledildiği, yüzbinlerce insanın evsiz barksız bırakıldığı bir soykırım hareketi haline gelen, karadan, havadan ve denizden bir aydır aralıksız devam eden İsrail saldırıları, 2000’li yılların “en büyük katliamı” olarak, tarihe geçmeye, Netanyahu da bu katliamın birinci derecede sorumlusu olarak suçlanmaya adaydır.”