İSTANBUL (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Dört yıllık dönemde, bir önceki dört yılın toplamının 10 katı kadar Türkiye'nin teknoloji girişimlerine yatırım gerçekleşmiş oldu. Bu, doğru yolda olduğumuzun bir göstergesi.” dedi.
Teknoloji ve girişim ekosistemini bir araya getiren Webrazzi Summit 2024'te konuşan Kacır, Türkiye'nin gerçekten teknoloji girişimciliğinde, katma değerli üretimde hızla yol aldığını, Bakanlık olarak girişimcilerin önünü daha da açmak, bu alanı daha da geliştirmek için gayret gösterdiklerini söyledi.
Kamuoyuyla paylaşılan Ulusal Girişimcilik Stratejisi'ne değinen Kacır, “Bu strateji kapsamında attığımız tüm adımları aslında ekosistem paydaşlarıyla birlikte kurguluyoruz. Bir tekno girişim konseyimiz var. Bu konseyi de hem yatırımcıların, hem girişimcilerin, hem kamunun, akademinin temsilcileri bir arada çalışıyor. Yol haritamız, bu konseyde alınan kararlar ve önceliklendirme yaklaşımlarıyla belirlenmiş oluyor.” ifadelerini kullandı.
Bakan Kacır, geçen yıl birtakım taahhütlerde bulunduğunu anımsatarak, bu taahhütlerin önemli bir kısmını gerçekleştirdiklerini belirtti.
Girişim sermayesi fonlarının gelişmesi için çok önemli adımlar attıklarını anlatan Kacır, “Bu fonların Türkiye'de daha kolay kurulabilmesini sağlayıcı düzenlemeleri girişimcilik konseyimiz önerdi ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gerçekleştirmiş oldu. Yine bu fonların sadece Türkiye'de değil, Türkiye'de kullanılan fonların yurt dışında daha fazla yatırım yapmasının önünü açacak düzenlemeler yaptık.” dedi.
Kacır, şöyle devam etti:
“Belki bu kulağa ilk geldiğinde anlamlı gelmiyor olmayabilir. 'Neden yurt dışına yatırımı kolaylaştırdınız?' diye düşünüyor olabilirsiniz ama eğer fonların uluslararası yatırımlarını kolaylaştırmazsanız bu fonların Türkiye'de kurulması daha güç hale geliyor. Dolayısıyla bizim hedefimiz daha fazla fonun Türkiye'de kurulması ve Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarının daha da büyümesiydi. Malumunuz çalışanlar için hisse opsiyonuyla ilgili bir adım atacağımızı duyurmuştuk. Geçtiğimiz aylarda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bunun kanunu yapılmış oldu ve ilk kez Türkiye'nin yasal mevzuatına, özellikle teknoloji girişimciliği ekosistemi için çok anlamlı bir uygulama olan çalışanların hisse opsiyonu girmiş oldu.”
Fonlara kamu desteği uygulamalarını sürdürdüklerini ve güçlendirdiklerini aktaran Kacır, Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bilişim Vadisi Bilişim Sermayesi Fonu ve kalkınma ajansları eliyle çıktıkları bölgesel kalkınma odaklı girişim sermayesi yatırım fon çağrılarıyla bugüne dek 7 milyar 300 milyon liralık kamu kaynağını girişim sermayesi fonlarına yönlendirdiklerini dile getirdi.
Kacır, nihayetinde bu fonlarda 67 milyar liralık bir kaynak oluşması sağlandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Büyük teknoloji şirketlerinin, AR-GE yapan şirketlerin, kamudan aldıkları AR-GE desteklerinin bir kısmını ekosisteme yönlendirebilmek için bir düzenleme yapmıştık. Onlara girişim sermayesi fonlarını ya da teknoloji girişimlerine elde ettikleri avantajın yüzde 3'ü düzeyinde yatırım yapma zorunluluğu getirmiştik. Şimdiye dek 3 milyar 700 milyon lira yatırım bu uygulama kapsamında büyük şirketler, büyük AR-GE merkezleri tarafından girişim sermayesi fonlarına ya da teknoloji startuplarına, girişimlerine yönlendirilmiş oldu. Bireysel emeklilik fonlarının girişim sermayesi fonlarına yönlendirilmesine yönelik bir mevzuat gerçekleştireceğimizi ifade etmiştik. Bunu da geçtiğimiz yıl tamamlamış olduk. Aslında bu alan hedeflediğimiz ölçüde hızlı bir şekilde gelişmeye devam ediyor.”
-“Melek yatırımcılığı gözden geçiriyoruz”
Melek yatırımcılığı gözden geçirdiklerini, bu doğrultuda bireysel katılım sermayesi mevzuatını yenileyeceklerini aktaran Kacır, çalışanlar için girişimcilik izni uygulamasını başlatacaklarını bildirdi.
Girişimcilik iznini, doğum iznine benzettiğini dile getiren Kacır, “Nasıl çalışanların doğum izni hakkı varsa girişimcilik izni hakkı olsun istiyoruz ve buna yönelik ciddi bir hazırlık gerçekleştiriyoruz.” dedi.
Belli bir tecrübe sonrasında gerçekleşen teknoloji girişimlerinin başarı şansının çok daha yüksek olduğunu dünyadaki örneklerin de gösterdiğini belirten Kacır, “Dolayısıyla kaybedecek bir şeyleri olan ama ciddi tecrübe ve birikim elde etmiş profesyonellerin girişimciliğe yönlendirilmesini tetiklemek istiyoruz. Bunun için de onlara iş hayatlarında, kariyer yolculuklarını tümüyle riske etmeyecekleri bir pencere açmayı amaçlıyoruz. Yakın zamanda bunu da inşallah tamamlayacağız.” diye konuştu.
Türkiye Tech Visa uygulamasını yakın zamanda başlattıklarını ve uygulamanın duyurusunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile yaptıklarını anımsatan Kacır, geçen yıl yetenek transferi uygulamasıyla bir adım attıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi bu adımı çok daha kapsamlı hale getirdik. Dünyanın her yerinden teknoloji girişimlerinin ve teknolojistlerin Türkiye'ye gelmesini, burada ikamet izni almalarını, çalışma izni almalarını kolaylaştırmaya, aynı zamanda bizim sayıları 104'ü bulan teknoparklarımızdan istifade etmelerini, kuluçka hızlandırma programlarına katılmalarını sağlayan adımlar atacağız. Bununla ilgili tüm altyapıyı tamamladık ve Türkiye Tech Visa programını başlatmış olduk. İnanıyorum ki bu uygulamayla Türkiye, teknoloji girişimlerini çekme yarışında rakiplerinin önüne geçecek. Zaten çok güçlü bir ekosistemimiz var, nitelikli bir beşeri sermayesi insan kıymetine sahibiz. Çok genç, dinamik bir nüfusu var Türkiye'nin. Ben her daim vurguluyorum, bizim ortanca yaşımız 33. Avrupa'nın ise 43. Yani 10 yaş daha genciz Avrupalılardan. Dolayısıyla bu, teknoloji girişimciliğinde en büyük avantajımız. Bu avantajı daha iyi değerlendirmek istiyoruz ve dünyanın nitelikli girişimcilerini ve girişimlerde çalışabilecek teknolojik dijital yetkinliklere sahip bireylerini Türkiye'ye daha güçlü şekilde çekmeye gayret ediyoruz.”
TÜBİTAK BiGG desteklerini BİGG fonuna dönüştürdüklerini ve ilk uygulamanın geçen yıl gerçekleştiğini hatırlatan Kacır, Türkiye'nin 2024'ün ilk 9 ayında Avrupa'da tohum öncesi yatırımlarda en fazla yatırımın gerçekleştiği ülke olduğunu vurguladı.
Bunda TÜBİTAK BİGG Fonunun çok önemli bir katkısı olduğuna değinen Kacır, şunları söyledi:
“TÜBİTAK BİGG Fonu, sadece bu yılın ilk 9 ayında 228 yatırıma, fikir aşamasında yüzde 3 hisse karşılığında 900 bin lira yatırım yaptı. Önümüzdeki dönemde bu fona, Türk özel sektörünün katılımını da tetikleyecek adımlar atacağız. Onlarla birlikte tohum öncesi yatırımları, fikir aşamasındaki yatırımları daha da büyütmeye gayret edeceğiz. Küreselleşme de bizim önemli bir amacımız. Arzu ediyoruz ki teknoloji girişimlerimiz içinden yeni unicornlar, yeni turcornlar doğsun.18 teknolojik girişimimiz turcorn 100 adayları arasında yer almış oldu. Onlara çok kapsamlı, çok yönlü destekler sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde onların uygun koşullarda finansmana erişimini sağlayacak yeni adımları da yine KOSGEB eliyle atıyor olacağız.”
– “Terminal İstanbul, dünyanın en büyük teknoloji girişimciliği merkezi olacak”
Bakan Kacır, İstanbul için vizyon projesi olan Terminal İstanbul'un dünyanın en büyük teknoloji girişimciliği merkezi olacağını kaydetti.
Atatürk Havalimanı'nın yıllarca uçuşların yapıldığı bir buluşma noktası olduğunu belirten Kacır, “Şimdi o muhteşem terminali, muhteşem bir teknoloji girişimciliği merkezine dönüştürüyoruz. Dev bir alanda Türkiye'nin en büyük teknoparkını kurmuş olacağız ama bu geleneksel teknoparklarımızdan farklılaşacak. İçinde onlarca hızlandırma programının çok farklı paydaşlar tarafından uygulandığı, sadece bir teknopark yönetimi çatısı altında değil çok sayıda teknoparkın,Tekmer yönetici ekiplerinin, özel sektör firmalarının bir arada hızlandırıcı programlar uyguladıkları dev bir merkez olacak.” değerlendirmesini yaptı.
Kacır, Terminal İstanbul'un aynı zamanda geliştirme altyapılarının, atölyelerinin, laboratuvarların bulunduğu bir merkez olacağını vurgulayarak, “Ümit ediyorum ki Terminal İstanbul, İstanbul'un ve Türkiye'nin teknoloji girişimciliği yolculuğuna gerçekten büyük değer katacak. Terminal İstanbul için 34 hızlandırıcı program planlıyoruz. Her bir dikeyde ekosistemin farklı paydaşlarıyla bir arada çalışmayı arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Buranın bir kamu idaresi yoluyla gelişmesini planlamıyoruz, Terminal İstanbul hayalini tüm ekosistemle birlikte gerçekleştirmek istiyoruz.” diyen Kacır, şöyle konuştu:
“Finans teknolojilerinden oyun teknolojilerine, sağlık teknolojilerinden savunma sanayiye ve havacılık teknolojilerine kadar çok farklı alanlarda yüzlerce paydaşın bir arada olduğu bir merkez hayal ediyoruz. Bununla ilgili altyapı çalışmalarını, renovasyon çalışmalarını da başlattık. Hızla orayı girişimcilerin çok keyif alacağı bir merkeze dönüştüreceğiz. Oranın ulaşım altyapısı da oldukça iyi, metro erişimi olan otopark imkanlarının bulunduğu bir yer. Aynı zamanda oranın bir bölümü de etkinlik merkezi olacak. Belki önümüzdeki yıllarda bu etkinliklerden birini orada gerçekleştireceğiz.”
Teknoparkların şehirlere inmesini ve şehir merkezlerinde büyümesini istediklerini daha önce söylediklerini hatırlatan Bakan Kacır, geçen yıl birçok şehirde kuluçka merkezi açtıklarını ve KOSGEB Tekmer'lerin sayısını artırdıklarını belirtti.
Bakan Kacır, bu alanda atacakları adımlara değinerek, “Gelecek dönemde teknoparkların kuluçka merkezlerini ve Tekmer'leri hızlı bir şekilde büyütmeyi ve tek bir markayla Türkiye genelinde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.” dedi.
Türkiye'nin tüm şehirlerinde yüzlerce girişim ofisinin kurulmasını istediklerini dile getiren Kacır, şunları söyledi:
“Bu adım, girişimcilik yolculuğumuzu geniş kitlelere yayma ve benim hep 'dünyanın en demokratik teknolojik girişimciliği' olarak tanımladığım yaklaşıma uygun adımlar atma fırsatı tanıyacak. Artık kendimize özgü bir girişimcilik modelimiz var. Yıllardır Amerikan şirketlerinin garaj hikayelerini okuyarak büyüdük ancak istiyoruz ki yakında bütün dünya Türkiye'nin girişimcilik hikayesini okusun. Üstelik bu çok daha demokratik bir girişimcilik hikayesi olacak. Bugün 81 şehrimizde 130'dan fazla dene-yap teknoloji atölyesinde 35 bin öğrencimiz eğitim görüyor. 11 yaşından itibaren şehir şehir, ilçe ilçe, kasaba kasaba, köy köy, özel yetenekli öğrencileri tespit ediyor ve gelecek teknoloji yıldızları programıyla, onları teknoloji yolculuğuna dahil ediyoruz.”
Teknofest'lerin girişim fabrikasına dönüştüğünü anlatan Kacır, bu yıl Teknofest'te 790 bin takımda 1 milyon 650 bin gencin yarıştığını, 50 farklı alanda teknoloji yarışması gerçekleştirdiklerini vurguladı.
Çin, Hindistan, Amerika, İngiltere başta olmak üzere dünyanın hiçbir yerinde buna benzer bir iş olmadığını söyleyen Bakan Kacır, “İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde Türkiye'nin kurduğu bu dev AR-GE inovasyon altyapısı, bütün bu gayretlerimiz Türkiye'ye yepyeni başarı hikayeleri getirecek. Bu ektiğimiz tohumlar elbette çatlayacak, yeşerecek. Hem bu coğrafya da hem de bütün dünyada Türkiye örnek bir teknoloji girişimciliği ülkesi haline gelecek.” diye konuştu.
-” 9 ayda Türkiye'nin teknoloji girişimlerine 700 milyon dolar yatırım yapıldı”
Bu yılın 9 ayında Türkiye'nin teknoloji girişimlerine yaklaşık 700 milyon dolar yatırım yapıldığını, salgın sonrası 4 yıllık dönemde toplamda 4,5 milyar dolara ulaştıklarını ifade eden Kacır, “Salgın sonrasında artan yatırımlar 2023 ve 2024'te küresel düzeyde büyük ölçüde sönümlendi. Sıkı para politikaları, dünya genelinde girişim sermayesi fon yatırımlarının küçülmesine neden oldu. Türkiye’de 2023'te bir miktar düşüş yaşansa da 2024'te yeniden toparlanma sağladık. Bu dört yıllık dönemde, bir önceki dört yılın toplamının 10 katı kadar Türkiye'nin teknoloji girişimlerine yatırım gerçekleşmiş oldu. Bu, doğru yolda olduğumuzun bir göstergesi. İnşallah, hep birlikte atacağımız adımlarla Türkiye'yi teknoloji girişimciliği yolculuğunda zirveye çıkaracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Hisseye dönüştürülebilir tahvillerin girişimcilik konseyinde de gündeme alınan bir konu olduğunu, konseyde söz konusu tahvillerin teknoloji girişimlerinin finansmana erişimini kolaylaştıracağına değinildiğini kaydeden Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Nihayetinde SPK ilk adımı attı. Bu hisseye dönüştürülebilir tahvil alımlarının girişim sermayesi fon yatırımı gibi daha sonra hisseye dönüşmesini beklenmeksizin böyle görülebilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmış oldu. Şimdi tamamlayıcı düzenlemeleri, ticaret, borçlar hukukunda da yapacağız. Türkiye'ye özgü bir çerçeve anlaşma hazırlayacağız. Böylelikle çok pratik bir şekilde girişimlerin hisseye dönüştürülebilir borçlanma yoluyla finansmana erişimi, dünyada farklı örneklerde olduğu gibi mümkün hale gelecek. Biz bu konulara şöyle bakıyoruz. Tekerleği yeniden keşfetmemize gerek yok. Dünyada iyi uygulama örnekleri nerede, nasıl ilerlemişse, en az o kadar iyisini Türkiye'de gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bizi dünyanın önüne geçirebilecek adımları atmaktan da imtina etmiyoruz. Dolayısıyla bütün bunlar adım adım gerçekleştirdiğimiz ve her seferinde hesabını bu salondaki gibi girişimcilerimize verdiğimiz işler.
Biz girişimcilerimize şu sözü veriyoruz; Türkiye dünyanın en iyi teknoloji girişimciliği ülkesi olacak. Bunun için hukuki mevzuattan finansmana erişime, insan kaynağına, yetkinlik geliştirmeye dönük adımlara kadar ne gerekiyorsa sizlerle birlikte yapmaya hazırız. Bu meseleyi ajandasının en üst sırasında tutan bir bakanlığız. Dijital ekonomiyi, teknoloji girişimciliğini, Türkiye ekonomisinin yeni dönemde ortaya koyacağı başarı hikayesinde lokomotif bir alan olarak görüyoruz. Dolayısıyla bize gelen her bir öneriyi, her bir tavsiyeyi, eleştiriyi, itirazı, ikazı elbette can kulağıyla dinliyor ve gereğini yapmaya devam ediyoruz.”